
Hamacat binlerce yıldır uygulandığı gibi dini açıdan hacamat konusu da sürekli değerlendirmelere tabi tutulmuştur. Peygamber efendimiz, oruçluyken ve ihramlıyken de hacamat yaptırmıştır ve Miraç gecesinde melekler tarafından “Ümmetine hacamatı emret” denilmiştir. Hacamat, evrensel bir tedavi olup özellikle son peygamber Muhammed (s.a.v) başta olmak üzere dini önderler tarafından tavsiye edilmiştir.
Hafız olanın ezber yeteceğini arttıran, bilincini açan bu uygulamalar, her yaştan işin ehli insan tarafından uygulanmalıdır. Tek kullanım malzemelerle yapılan ve sağlığa yararları saymakla bitmeyen hacamatın cinni hastalıklardan depresyona, fizyolojik sorunlardan migren ağrılarına kadar birçok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir. Her zaman dinimizde hacamat uygulaması sünnet olarak belirlenmiştir.
Hacamat’la İlgili Hadis-i Şerifler
Sizin tedavi olmak için başvuracağınız en iyi çare Hacamattır (Nesei)
Cabir(r.a)dan Peygamberimiz Efendimiz(s.a.v) Şöyle buyurmuştur:
“Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır. (Yahut hacamat sizin en iyi tedavi yollarınızdır)” (Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakat 62, 63; Ebû Dâvûd Nikâh 26, Tıb 3)
Hacâmatın vakti, her ayın 17, 19 ve 21. Günleridir. MÜSLİM; 1202, 1577, TİRMİZİ; 2126, İBN MACE; 3479, 3486, EBU DAVUD; 3861
Ebu Kesbe el-Enmari (r.a.) anlatıyor: “Resulullah Aleyhissalatu vesselam başından ve iki omuzu arasından hacamat olur ve: “Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için, bir başka ilaçla tedavi olmasa da zarar görmez!” buyururdu.” Ebu Davud, Tibb 4, (3859); Ibnu Mace, Tibb 21, (3484).
Muhammed bin Abdullah “Her kim ayın on yedi, on dokuz ve yirmi birinci günlerinde kan aldırırsa kan hücumundan dolayı meydana gelen birçok hastalıklardan şifa bulur.’ buyurmuşlardır. E. Davud Tıp H. 3861; Tirmizi Tıp H. 2051
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) ihramlı iken hacamat yaptırmıştır (Buhârî, Savm, 22; Müslim, Hac 87, 88; Ebû Dâvûd Menâsik 35). İhramlı iken saç kestirmemek şartıyla hacamatın caiz olduğu hususunda âlimler arasında görüş birliği vardır. Aynı şekilde Hz. Peygamber (SAV) oruçlu iken de hacamat yaptırmıştır. Yani kan aldırmıştır (Buhârî, Tıb II; Ebû Davûd, Siyâm 29).
Peygamberimiz Efendimiz (S.A.V.) 14 asır önceden ümmetine hacamatı (kan aldırmayı) tavsiye ediyor ve bunun çeşitli hastalıklara faydalı olduğunu şu şekilde bildiriyor:
- “Hacamat, bütün hastalıklara şifâdır. Aman hacamat olun.”
- “Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı hacamattır.”
- “Tedavi olduğunuz şeyler arasında, şunlarda şifâ vardır: Hacamat, bal şerbeti ve dağlama. Lâkin ben dağlamayı sevmem.”
- “Aç karnına hacamat daha iyidir. Bunda şifâ ve bereket vardır. Akıl ve hafızayı ziyade eder.”
- “Baştan hacamat olmak, eğer sahibi niyet ederse, yedi derde şifadır. Cinnet, baş ağrısı, cüzzam, baras, uyuklama, diş ağrısı, baş dönmesi.”
- “Sıcağın şiddetinden, hacamatla korununuz. Zira sıcakta kan yoğunlaşır da adamı hasta eder, hattâ öldürür.” (Râmûz el-Hadîs’ten)
Peygamberimiz “damardan veya deriden kan aldırmak, tedavi olduğunuz şeylerin en faydalılarındandır.” buyurmuştur.
Hacamatın Yapılma Zamanı
Peygamberimiz “Her kim ayın 17, 19 ve 21. günlerinde kan aldırırsa kan hücumundan dolayı meydana gelen birçok hastalıklardan şifa bulur.” buyurmuşlardır.
Ayrıca yine “Ayın 15, 17, 19, 21. günleri kan aldırınız! Zira bu günlerde kan hücuma geçerek sizden birilerinizi öldürmesin.” buyurmuşlardır.
İbni Sina, “El kanun Fi‘t Tıbb’( Tıbbın Kanunu) isimli meşhur eserinde bu hadislerle ilgili olarak şu şekilde görüş belirtmektedir. “Arabi ayların başında kan aldırmak tavsiye edilmez. Çünkü vücuttaki sıvı maddeler ayın ilk günlerinde fevkalade çok ve hareketli değildir. Çünkü bu günlerde sıvı maddelerin seviyesi düşüktür. Dolunay günlerinde ise ayın çekim gücünün artması sebebiyle vücuttaki sıvı maddeler hem çoğalmış hem de hareketlenmiştir. Bu sebeple bu günlerde alınan kan kişiye zarar vermez”.
Zamanımızın tıp ve ilim adamları, hacamatın daha birçok yararlı ve tedavi edici tesirinin bulunduğunda ittifak halindedir.